Türkiye’nin yakın tarihinde derin izler bırakan 27 Mayıs 1960 darbesi, sadece demokratik düzene değil, aynı zamanda hukuk devletine, temel hak ve özgürlükler ile halk iradesine yönelik açık bir müdahale olarak tarihe geçmiştir. Türkiye Hukuk Platformu olarak, bu hukuk dışı karanlık dönemi hatırlatmakla kalmıyor; hukuki, toplumsal ve siyasal sorumluluğumuzun gereği olarak bu tür müdahalelerle yüzleşmenin, demokratik geleceğimiz açısından hayati bir sorumluluk olduğuna inanıyoruz.
Halkın iradesiyle şekillenmiş anayasal düzeni ortadan kaldıran bir askerî müdahale olarak 27 Mayıs, Türkiye’nin demokratik gelişimini ve siyasal istikrarı sekteye uğratmakla kalmayıp, demokratik süreçlerin işlerliğini zayıflatmış ve yargı bağımsızlığını temelinden sarsmıştır. Türkiye Hukuk Platformu olarak bu müdahaleyi, sadece bir dönemin siyasi iktidarına değil, aynı zamanda hukuk devletine, anayasal düzene ve temel haklara yöneltilmiş sistematik bir ihlal olarak değerlendirmekteyiz.
Anayasal düzenin askerî müdahaleyle yeniden şekillendirilmesinin Türkiye Cumhuriyeti tarihinde nasıl kalıcı ve derin etkiler doğurduğunun ilk örneği olan 27 Mayıs’la başlayan bu müdahale geleneği 12 Mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, 28 Şubat 1997 post-modern darbesi ve 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimiyle devam etmiş; hukuk güvenliğini ve toplumsal barışı zedeleyen bir müdahale kültürünün ülkemizde yerleşerek demokrasi dışı girişimlerin süreklilik kazanmasına kapı aralamıştır.
Darbelerle şekillenen bu kırılgan siyasal ve hukuki hafızanın onarılabilmesi için sadece geçmişe dönük kınamalarla değil; derinlikli analizler, hukuki değerlendirmeler, toplumsal yüzleşme ve kamusal farkındalık çabalarıyla hareket edilmelidir. Bu çerçevede, her darbe ve darbe girişimiyle kapsamlı şekilde yüzleşilerek hukuki sorumluluk mekanizmaları işlemeli, toplumsal hafıza diri tutulmalı ve demokratik kültür güçlendirilmelidir.
2025 yılını yarılamış olmamıza rağmen, geçmişte yaşanan askerî müdahalelerin izleri çeşitli alanlarda kendini hâlâ hissettirmektedir. Darbe dönemlerinde yazılmış hukuk düzenlemeleri, yargısal bakış açıları ve idari uygulamalar, bugünün sorunlarını anlamadaki belirleyiciliğini sürdürmektedir. Bu sebeple Türkiye Hukuk Platformu olarak, darbelerin yalnızca tarihî yönüyle değil, hukuki ve kurumsal sonuçlarıyla da derinlemesine ele alınması ve bu yönde bir yüzleşmenin sağlanması gerektiğini savunuyoruz.
Bu inançla; savaş ve çatışma hukuku, insancıl hukuk ve uluslararası hukuk alanındaki birikimiyle; tüm darbe ve darbe girişimlerinin insan hakları, hukuk devleti ve demokratik toplum düzeni üzerindeki etkilerini kayıt altına alıp analiz etmeye ve kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz. Bu çabamız, sadece geçmişle yüzleşmek için değil; günümüz insanı ve yarının toplumuna karşı taşıdığımız sorumluluğun bir gereğidir.
Bu doğrultuda Türkiye Hukuk Platformu olarak, yalnızca sözlü ve dönemsel tepkilerle yetinmemekteyiz. Darbeler.com adlı internet sitemiz üzerinden yayımladığımız makale, tebliğ, rapor ve kitaplarla hem akademik hem toplumsal düzlemde bir hafıza oluşturmayı amaçlıyoruz. Bu alanda basılı ve dijital yayınlarımızla, Türkiye’nin darbe geçmişine dair kalıcı ve erişilebilir bir bilgi kaynağı üretmeyi sürdürüyoruz.
Tüm darbe ve darbe girişimlerini bir kez daha en güçlü şekilde kınıyor; bu uğurda hayatını kaybeden tüm demokrasi şehitlerini rahmet ve minnetle anıyoruz. Demokratik, hukuk temelli, özgür ve adil bir Türkiye hedefinden asla vazgeçmeyeceğimizi kamuoyunun dikkatine saygıyla sunarız.
TÜRKİYE HUKUK PLATFORMU | ULUSLARARASI HUKUKÇULAR BİRLİĞİ | ANAYASA HUKUKÇULARI DERNEĞİ

